İyi İnsanları Küstürmeyin


Zeka, Ahlak, Eğitim...


Geçmiş zaman çeşitli sebeplerden cahilistana bir haftalığına gitmem gerekti. Uçağa bindik yorgunluktan uyumuşum zaten yol uzun , uyanınca anılarım gelip geçiyor mazinin derinlerinden derken indik.

Uzun bir sıra var girdik kuyruğa, görevli tek tek inceleme yapıyorken birden ileride bir kargaşa bir tartışma başladı. Nedenini anlamadığım şekilde üç memur zaten maymunun bile bir dakikada yapacağı bir işlem için insanları gereksiz bekletiyor. Kendi kendime zamanında hakkım yenmeseydi o memurun yerinde belkide ben olabilirdim diye geçirdim.
Uzaktan olayı izliyorum , yaşlıca biri "sen bizim vergilerimizle buradasın işini doğru yap diye çıkıştı". İçimden amca hala kendini Amerika da sanıyor dedim. O esnada üç memurdan biri sürekli bir şeylerle uğraşıyor , kalkıyor bir yerler gidiyor geliyor , garip garip hareketler içinde dolayısıyla sıra uzuyor ve bekleme süresi artıyordu. Yandaki sırada Fransızca konuşan iki kişiye sıra geldi . Çat pat İngilizce biliyorlar ama dertlerini anlatamadıklarını fark ettim. Tam içimden yardımcı olayım derken bir baktım görevlide İngilizceyi İngilazca olarak konuşuyor. İçimden dedim ki kesin torpille gelmiş oturmuştur, bunu buraya kim getirdiyse, ona bu yetkiyi biz verdik. Biz doğru düzgün olsaydık, doğru düzgün insanlara yetki verirdik , oda bu işe torpilliyi değil hak edeni getirirdi ve bizde sırada daha az beklerdik. Demekki biz bunu hak ettik. Sesini çıkarma bu sıradakiler de beklesin dursun diye hiç tepki vermedim.
Valizleri aldım dışarı çıktım sabahın kuşluk zamanı bir taksi nasıl kornaya basıyor. Baktım içi boş müşteri gelsin diye anırıyormuş, tabiki ona binmedim, sanki kornaya basınca binmek mecbur gibi salakça bir durumdan daha kurtulunca, dedim küçük esnaftan alışveriş yapayım girdim bir bakkala hediyelik çikolata var mı dedim, adam bu sene getirmedim bayramda bile satılmıyor dedi. Dedim neden büyük marketlerden mi alıyor müşteri, dedi oradan da eskisi gibi alan yok. Kendi kendime bok böceği aklıma geldi. Bokun içindedir ama farkında değildir. Zamanında torpilim olmadığı için beni gurbet ellerde çalışmaya mecbur kılan bu topluma ses etme, ne istiyorsa onu yapsın, sen karnının doyduğu yere bir an önce dön.




Demekki iyi insanları küstürmemek lazım , nereden bileceksin hiç tanımadığın biri Fransızca konuşup sorunu çözerek senin sırada daha az beklemene yardımcı olacağını, küçük esnaf iş yapsın diye alışverişte seni tercih edeceğini... yada ufak ufak iyiliklerin hayatımızı kolaylaştıracağını...


Yorumlar

  1. Sen Bir Aysın

    Sen bir aysın ben kara gece
    Gel derim gel derim gel derim

    Bu can senin sersebil ettim
    Al derim al derim al derim

    Sorsan bağın yaresini de
    Gül derim gül derim gül derim

    Şerbet diye zehir de versen bal derim

    Ben bozkırım sen yağmursun
    Gel hadi gel hadi gel hadi

    Kuru dalım bana da çiçek
    Ol hadi ol hadi ol hadi
    Ben ağlayım yeter ki sen gül
    Gül hadi gül hadi gül hadi

    Gitme sakın kal orda biraz kal derim...

    YanıtlaSil
  2. O Yâr Gelir

    O yâr gelir yazı (da) yaban gül olur (yâr yâr)
    Yüzün görsem tutulur dilim lâl olur (yâr yâr)
    Aşka düşen divâne gezer del’olur (yâr yâr)

    Evlerine vara (da) gele usandım (yâr yâr)
    El kızını ben kendime yâr sandım (yâr yâr)
    Yüreğime hançer (de) soktu gül sandım (yâr yâr)

    Mezarımı derin (de) kazın dar olsun (yâr yâr)
    Altı lâle üstü (de) sümbül gül olsun (yâr yâr)
    Ben ölürsem sevdiceğim sağ olsun (yâr yâr)

    YanıtlaSil
  3. İnsanlar unutmak için sevmez ki,
    Unutmamak için Sever...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

🔺 YUKARI ÇIK 🔺