Sosyal Medya Gerçekleri

Sosyal Medya Gerçekleri (Kral Çıplak)

Sosyal medya, internetin son kullanıcı hizmetine sunulmasıyla birlikte, tek yönlü bilgi paylaşımından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemidir.

İnternet Kullanımı ve Sosyal Medya İstatistikleri

We Are Social ve Hootsuite'in birlikte yayınladığı raporda en güncel dünya internet kullanım istatistikleri ve sosyal medya istatistikleri

2018 yılı Ocak ayı verilerine göre dünya nüfusu 7 milyar 593 milyona yükseldi. (9 milyara 2050 yılında ulaşılacağı tahmin ediliyor. Neden 9 milyar önemli ve bu sınır aşılınca neler olabilir daha önce sizlerle paylaşmıştık.)

4.02 milyar internet kullanıcısı var, dünya nüfusunun %53’ü
3.19 milyar sosyal medya kullanıcısı var, dünya nüfusunun %42’ si
5.13 milyar mobil kullanıcısı var, dünya nüfusunun %68’ i
2.95 milyar mobil sosyal medya kullanıcısı var dünya nüfusunun %39

4.02 milyar internet kullanıcısı var. Bu sayı toplam yani bir şirketin binlerce aldığı internet bağlantısı , ülkelerin kendisine ayırdığı milyonlarca hat dahil yani sadece son kullanıcı rakamları değil.

Facebook 2.1 milyar kullanıcı ile yine birinci sırada karşımıza çıkıyor. En çok kullanılan ikinci platform olan Youtube‘u Instagram takip ederek sıra uzuyor.

Buraya kadar zaten her yerde dolaşan veriler ya diğerleri ?

Öncelikle bu platformlar nasıl bedava olabiliyor da bu kadar çok para kazanabiliyor sizlere daha önce izah etmeye çalışmıştık .

Şimdi diğer ayrıntılara bakalım:

Bu sosyal medya kullanıcı sayıları toplam rakamlar. Yani içerisinde sahte hesaplardan bir kaç kez açılmış hesaba, bot kullanıcılardan, şirketlerin topluca açtığı reklam odaklı hesaplara kadar hepsi dahil. Mesela  Facebook kullanıcı sayısının %65 nin gerçel son profil olmadığı tahmin ediliyor. Twitter da durum daha vahim %90'na yakın sahte kullanıcı yada bot hesaplardan bahsediliyor.

Sanal dünyada paylaşım yapanların dağılımını incelendiğinde ;

a) Lisan kullanımına özen gösterilmiyor.
b) IQ yükseldikçe yorum yazma ve paylaşım yapma oranı düşüyor.
c) Lisans düzeyi artıkça yorum yazma ve paylaşım yapma  sayısı düşüyor.
d) Yaş yükseldikçe yorum yazma ve paylaşım yapma oranı düşüyor.
e) Kariyer yükseldikçe yorum yazma ve paylaşım yapma oranı düşüyor.
….diye uzuyor

Kısaca şuan için maalesef , kullanıcı yorumlarının veya paylaşımlarının 80 'e 20 kuralı gibi %80'i ya maksatlı , reklam odaklı yada aptalca, cahilce veya ergence paylaşımlar oluşturuyor ve bilgi kirliliği yapıp, zaman kaybına neden oluyor.

Birde şirketlerin ve trollerin kasıtlı paylaşımlarını hesaba katarsanız %1 kuralı gibi içeriğin çok az bir kısmı gerçek. Asıl tehlike yapay zekanın bu konuya el atmış ve tüm insanlar üzerindeki manipulasyonlara çoktan başlamış olması.

Kısaca sığır kafasında olmayacaksak kaynak nedir? Güvenilir kaynak nedir ? Bilginin güvenirliği nasıl test edilir  vs. öğrenmeye başlasak hepimiz için iyi olacak.

* Pareto ilkesi (80 / 20 Kuralı)

Pareto ilkesi (80-20 kuralı, önemli azın yasası ve etken seyrekliliği ilkesi olarak da bilinir) der ki, çoğu olay için, etkilerin kabaca % 80'i etkenlerin % 20'sinden kaynaklanır.

** %1 Kuralı (Connell - Huba İlkesi)

İnternet kültüründe, %1 kuralı, sanal bir toplulukta insanların çoğunun katılımcı değil seyirci olacağını belirten bir teoridir. Bu söylem, çoğu zaman, adaletsiz katılımın daha yumuşak söylenişi olarak kullanılır.

%1 kuralı, sanal alemde var olan özgün içeriği yaratan insanların sayısının, bu içeriğe ulaşan tüm insanların sayısının sadece %1'i (veya daha azı) olduğunu belirten, teorik bir kavramdır.

*** Kaynak 

Tarafsız uzmanlar tarafından teker teker ve en ince ayrıntısına kadar incelenip onaylanmış bilgi.


"aslında pinokyo'dan daha yalancıdır pollyanna..."



... Düşünceyi maniple edebilirsen insanları kendi isytiyormuş gibi davranmaya yönlendirebilirsin. Günümüzde maniple edilmiş insanlar artık evrensel hakları umursamıyor. Kendi hayat standartları ile ilgileniyor. Modern dünya kölelik gibi kavramları aştı artık. Bu cahiller itaat etmekten memnunlar.
Özgür irade var oldukça umut devam edecek. Asırlar boyu bozulmuş din ve yozlaşmış politikayla şimdi ise tüketimi özendirerek özgür irade engellenmeye çalışıldı. Bilime şans vermenin vakti gelmedi mi?